Sabahları dinç uyanmak, birçok kişi için neredeyse imkansız gibi görünebilir. Alarm çaldığında göz kapakları açılmak bilmez, ilk refleks genelde alarmı ertelemek olur. Oysa birkaç küçük alışkanlık değişikliğiyle bu zor anları daha katlanılabilir hâle getirmek mümkün.
Öncelikle, uyku kalitesi düşündüğünüzden daha önemli. Geç saatlere kadar ekranlara bakmak, özellikle de telefon ya da bilgisayar kullanmak, uykuya geçişi zorlaştırır. Mavi ışık, beynin “hala gündüz” sinyali almasına neden olur. Bu da sabah yorgun kalkmanın sebeplerinden biri. Yatmadan en az 30 dakika önce ekranlardan uzak durmaya çalışmak faydalı olabilir.
Bir diğer nokta da, uyanır uyanmaz su içmek. Gece boyunca vücut susuz kalır ve bu durum fark edilmese de enerjiyi etkiler. Basit bir alışkanlık gibi görünse de, sabah içilen bir bardak su hem zihni hem bedeni daha hızlı uyandırır.
Oda havası da önemli. Eğer mümkünse sabah uyandığınızda pencereyi açıp odaya biraz taze hava girmesini sağlamak, zihinsel uyanıklığı artırır. Kapalı ve havasız bir odada uyanmak, günün ilk saatlerini daha ağır hale getirebilir.
Ayrıca, uyku düzenine dikkat etmek gerekir. Her gün farklı saatlerde uyuyup kalkmak, vücudun biyolojik saatini şaşırtır. Mümkün olduğunca aynı saatte yatıp kalkmaya çalışmak, sabahları daha zinde olmanıza yardımcı olur.
Zinde uyanmak sihirli bir formüle bağlı değil. Küçük detayların toplamı, sabah enerjisini belirliyor. Birkaç alışkanlık değişikliğiyle bu konuda gözle görülür bir fark yaratmak mümkün.